Bir kaybın ardından yaşanan duygusal çöküntü bazen yalnızca kalbe değil, hayatın tamamına mal olabilir. IFL Science'nin haberine göre yapılan yeni bir araştırmaya göre, halk arasında “kırık kalp sendromu” olarak bilinen ve kalp fonksiyonlarını etkileyen "Takotsubo Kardiyomiyopatisi", erkeklerde kadınlara kıyasla iki kat daha ölümcül seyrediyor.
KIRIK KALP SENDROMU NEDİR?
Kırık kalp sendromu ya da bilimsel adıyla takotsubo kardiyomiyopatisi, ani bir stres durumunun ardından kalbin sol ventrikülünün şekil değiştirerek normal pompalama fonksiyonunu kaybetmesiyle ortaya çıkıyor. Bu durum, adını Japonya’daki ahtapot tuzaklarına benzetilen kalp şekline atfen alıyor. Sıklıkla göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi semptomlarla kendini gösteren sendrom, genellikle geçici olsa da bazı vakalarda ölümle sonuçlanabiliyor.
EN ÇOK HANGİ GRUP TEHLİKE ALTINDA?
University of Arizona'dan araştırmacılar, 2016–2020 yılları arasında takotsubo kardiyomiyopatisi nedeniyle hastaneye yatırılan yaklaşık 200.000 ABD’li yetişkinin verilerini inceledi. Verilere göre vakaların %83’ü kadınlarda görülse de, ölüm oranı erkeklerde kadınların iki katı çıktı. Kadınlarda bu durum genellikle bir sevilenin ölümü, boşanma veya iş kaybı gibi duygusal travmalara bağlı gelişirken, erkeklerde daha çok ameliyat, inme veya fiziksel travma gibi bedensel stres faktörleri tetikleyici rol oynuyor.
46 YAŞ ÜSTÜNDE RİSK HIZLA ARTIYOR
Araştırmada dikkat çeken bir diğer bulgu ise yaşla birlikte gelen risk artışı. Özellikle 46 ila 60 yaş arası bireylerde bu sendromun görülme sıklığı, 31–45 yaş grubuna göre 2,6 ila 3,25 kat daha fazla. Araştırmacılar bu artışın hormonal değişimler, alkol/sigara tüketimindeki farklılıklar ya da tedavi edilmeyen yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarıyla ilişkili olabileceğini belirtiyor.
SOSYAL DESTEK YAŞAMA GERİ DÖNDÜREBİLİR
Araştırmanın başyazarı Dr. Mohammad Movahed’e göre erkeklerin ölüm oranlarının yüksek çıkmasının sebeplerinden biri, yeterli sosyal desteğe sahip olmamaları olabilir. Kadınların genellikle duygularını paylaşabildiği ve çevresel destek alabildiği bir sistem varken, erkekler stresle daha izole bir şekilde başa çıkmak zorunda kalıyor. Bu da, kalp üzerindeki yükün uzun vadede daha ağır sonuçlar doğurmasına neden oluyor olabilir.