Şair-Yazar Jana Med İnanç, bugünkü köşe yazısında " İzi var Haziran’ın kalbimizde " başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İzi var Haziran’ın kalbimizde
“sokaktayım
gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
yaralı bir şahin olmuş yüreğim
uy anam anam
haziranda ölmek zor!”
En güzel umut, şairin göğsünden dizelerine uzanandır. Haziran anması olsun istedim bu yazı. Okurun vefalı olanı da güzeldir, şairin yolunu yol bilen de. Bildiğim nice isim var yeryüzüne adını bırakan, gökyüzünü sınırsız kılan, geride dize dize ateş ve yaşamak olan. Bir Ahmed Arif geçti yaşamımdan bir de Leyla’sı… Altmıştan fazla mektup dizmiştir Ahmed Arif karşılıksız aşkına. Zengin bir dil, yaşam telaşı ve en önemlisi de aşkı. Aşk demişken ne de güzel dile geliyor şair: ‘Yokluğun, cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini…’
Hepimizin aşklarını ve yaralarını taşıyor şair omzunda. Bilmeden yazıyor dizeleri, kime ses olacağını düşünmeden, yüreğini bölüşerek, acısını hafifleterek. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin hepimizin sesi değil mi Ahmed Arif. Yeri geldi namerde seslendi yeri geldi emeğin sömürüsüne, kendinden geçip zulme bağırdı da uyandırdı yaşam telaşına düşenleri. Otuz dört yıldır bedeni olmasa da sözleri, sesi bizimle. Haziran şairimin şiirinden bir bölüm bırakıyorum sevgili okuyuculara. İster kendi sesinizden ister ustanın sesinden dinleyin ama muhakkak günü şiirle süsleyin.
‘ hani kurşun sıksan geçmez geceden…’
gelgelelim,
beter, bize kısmetmiş.
ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
susmak ve beklemek, müthiş
Orhan Kemal, Ahmet Haşim, Cahit Zarifoğlu bir de Nazım var bizi Haziran’da terk eden. Bütün ölümler değil midir bizi eşit mevkide birleştiren. İşte bu yüzden söz uçar yazı kalır. Beden ve ruh gibi. Onlardan geriye nice dize var ruhlarını bizimle buluşturan. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in Orhan Kemal anısına yazmış olduğu şiirle başlayıp onunla bitirmek istedim. On üç yıl sonra özümsemiş gidişini. Sizi özümseyecek dostlarınız olsun.
İyi ki geldiler iyi ki geçtiler kalbimizden.
‘gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
bir basın işçisiyim
elim yüzüm üstüm başım gazete
geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
şuramda bir çalıkuşu ötüyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!’